DOLAR 38,8702 0.02%
EURO 43,5502 0.3%
ALTIN 4.009,930,23
BITCOIN 40146720.00205%
İstanbul
15°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

1 Mayıs: Bir Günü Değil, Bir Mücadeleyi Kutlamak

1 Mayıs: Bir Günü Değil, Bir Mücadeleyi Kutlamak

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, işçi sınıfının tarihsel mücadelesini ve kazanımlarını simgeleyen evrensel bir gündür.

ABONE OL
1 Mayıs 2025 21:23
1 Mayıs: Bir Günü Değil, Bir Mücadeleyi Kutlamak
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Paylaş

Takvimler 1 Mayıs’ı gösterdiğinde, dünyanın dört bir yanında meydanlar, pankartlar ve sloganlarla dolup taşar. Ancak bu görüntüler yalnızca bir kutlamanın değil, yüzyıllardır süregelen bir mücadelenin yansımasıdır. 1 Mayıs, sadece “işçilerin bayramı” olarak görülmemeli; bir tarihin, bir hafızanın ve bir adalet arayışının taşıyıcısı olarak anlaşılmalıdır.

Her şey 1886 yılında, Amerika’nın Chicago kentinde başladı. Haymarket Meydanı’ndaki direniş, bugün hâlâ kulaklarımızda yankılanan bir çağrıyı başlattı: “Sekiz saat iş, sekiz saat dinlenme, sekiz saat canımız ne isterse!” Bu masum ve insani talep, dönemin patronları ve güvenlik güçleri tarafından kanla bastırıldı. O meydanda hayatını kaybedenler, yalnızca iş günü saatleri için değil; insan onurunun, emeğin ve eşitliğin kutsallığı için bedel ödedi.

Bugün bizler, günde 8 saat çalışabiliyorsak, haftalık izin hakkımız varsa, iş güvenliği yasaları varsa, bu kazanımlar gökten inmedi. Onlarca yıl süren mücadelelerin, direnişlerin, acıların ve kayıpların sonucu olarak geldi.

Türkiye’de 1 Mayıs’ın tarihi de az çalkantılı değildir. 1923’te ilk kez kutlandı ama birçok kez yasaklandı, susturulmaya çalışıldı. 1977’de Taksim’de yaşanan o kara gün, yalnızca 34 canı değil; bir ulusun vicdanında da derin bir iz bıraktı. Bugün hâlâ o günün failleri meçhul. Ama biz eminiz: O gün orada ölenler, sadece işçi değil, bir fikrin neferiydi.

2009’dan bu yana 1 Mayıs, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak resmi tatil. Ama bu tatil, tatil yapılmak için değil; düşünmek, hatırlamak ve hatırlatmak içindir. Zira bugün hâlâ birçok işçi düşük ücretlerle, güvencesiz koşullarda, sendikasız çalışıyor. Bugün hâlâ iş kazaları kader gibi sunuluyor, taşeron sistem yaygınlaştırılıyor, emeklilik hayali erteleniyor.

1 Mayıs, emeğin yalnızca alın teriyle değil; onuruyla, sabrıyla ve dayanışmasıyla var olduğunu hatırlatır bize. Toplumu ayakta tutan şeyin sadece sermaye değil, o sermayeyi büyüten eller olduğunu gösterir.

Bu yüzden 1 Mayıs’ı kutlamak, geçmişe saygı, bugüne sahip çıkmak ve geleceğe dair umut beslemektir. Çünkü emek varsa, umut da vardır. Ve unutulmamalıdır ki: Emeğin değeri bilinmeyen toplumlar, eşitlik ve adaleti birer hayal olarak yaşamaya mahkûmdur.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.