Bahar bir kere daha kapımızı çaldı. Hem de öyle nazikçe değil; sanki “Hadi artık, silkelen!” dercesine. Ağaçların uyanışı, sokaklarda bir başka yürüyen insanlar, sabah güneşinin yüzümüze iliştiği o ilk an… Her şey bir şeyler anlatmak ister gibi.
Ama biz? Biz genelde kulaklarımızı tıkıyoruz. Telefonun titreşimi, e-postaların ağırlığı, haberlerin gürültüsü derken, iç sesimizi duyamaz oluyoruz. Oysa içimizde bir yer hâlâ çocuk; hâlâ toprağa basmak, rüzgârı hissetmek, sebepsizce gülmek istiyor.
Bugün belki de şunu denemeliyiz:
Sokağa çıkarken kulaklığı çıkar.
Otobüste cam kenarına otur.
Bir simit al, kuşlara at.
Ve en önemlisi; göz göze gelmekten korkma.
Günün güzelliği, onun sıradan oluşunda saklı.
Güneşin her gün doğması mucize değil belki ama, her sabah uyanıp hâlâ sevebilecek bir kalbe sahip olmak… İşte o gerçek mucize.
Kendine iyi davran. Bugün, senden sadece biraz farkındalık istiyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.