Kars’ın tarihi ve manevi öneme sahip yapılarından biri olan Ulu Camii, 1915 yılında yaşanan dehşet verici bir olayın şahidi olarak tarihe geçmiştir. Kaleiçi Mahallesi’nde bulunan ve 17. yüzyılda Osmanlı Padişahı Sultan İbrahim döneminde yaptırılan bu cami, maalesef Ermeni mezaliminin acı izlerini taşımaktadır.
Olay, 1915 yılında Nisan ayında gerçekleşmiştir. Ermeniler, şehrin ileri gelenlerinden 285 Türk’ü ‘anlaşma yapacağız’ vaadiyle kandırarak Ulu Camii’ye toplamıştır. Ancak bu toplanma, dehşet verici bir katliama dönüşmüştür. Ermeniler, topladıkları insanları diri diri ateşe vererek yakmışlardır. Bu acımasızlık, Türk milletinin tarihinde derin yaralar bırakmıştır.
Bugün bile Ulu Camii’nin duvarlarında bu korkunç olayın izleri durmaktadır. Cami duvarlarına sıçrayan kan ve yağ izleri, o dönemin dehşetini ve acısını anlatmaktadır. Yakılan insanların kan ve yağ izlerini taşıyan duvarın orijinal taşları, çerçeve içinde muhafaza edilerek tarihin canlı bir tanığı olarak korunmakta.
Ulu Camii Dernek Başkanı Yasin Aşkın Yıldırım, bu acı olayı hatırlatarak, tarihin ve geçmişte yaşanan acıların unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır. Ulu Camii’de sergilenen çerçeveler, ziyaretçilere tarihi gerçekleri hatırlatmakta ve unutulmaması gereken bir acının izlerini taşıyor.
Bugün bile, Ulu Camii’nin duvarlarında bulunan kan ve yağ izleri, Ermeni mezaliminin acı hatırasını canlı tutmaktadır. Bu izler, tarihin derinliklerinde yaşanan acı olayları hatırlatarak, gelecek nesillere ders niteliğindedir. Ulu Camii, sadece dini bir yapı olarak değil, aynı zamanda tarihin ve geçmişte yaşananların bir anıtı olarak da hatırlanmakta.
