Küresel ısınmanın tetiklediği ani iklim değişiklikleri Karadeniz’de daha fazla hissedilmeye başlandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, bölgede deniz yüzey sıcaklıklarının bazı günlerde 29 dereceye ulaştığını, bu durumun buharlaşmayı artırarak yağışların şiddetlenmesine yol açtığını belirtti. Uzmanlar, atmosferik afetlerin etkisinin son 14 yılda 2,5 kat arttığını vurguluyor.
Doğu Karadeniz’de Artan Afetler
Doğu Karadeniz sahilinde son aylarda yoğun sağanak yağışlar etkili oldu. Küresel ısınmanın tetiklediği yağış rejimindeki değişkenlik, bölgede sel, taşkın ve heyelan gibi doğal afetlerin daha sık yaşanmasına sebep oldu. Uzmanlar, iklim değişikliğiyle birlikte su buharlaşmasının da arttığını, bunun da ani ve şiddetli yağışları tetiklediğini ifade ediyor.
Ekosistemlerde Büyük Dönüşüm
Doç. Dr. Kurdoğlu, dünya çapında ekosistemlerin dönüşüm geçirdiğine dikkat çekiyor. Denizel ekosistemlerin yüzde 70’inin, karasal ekosistemlerin ise yüzde 65’inin bozulmaya başladığını belirten Kurdoğlu, bu dönüşümün deniz canlıları ve yaban hayatı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Omurgalı popülasyonlarının yüzde 73’ünün son 50 yılda azaldığına vurgu yapan uzman, Karadeniz’de bu azalmanın daha fazla olduğunu ifade etti.
Atmosferik Afetlerin Etkisi 2,5 Kat Arttı
Son yıllarda artan atmosferik afetlerin, deniz suyu sıcaklıklarındaki artışla bağlantılı olduğunu belirten Kurdoğlu, Karadeniz’de bazı günlerde sıcaklığın Akdeniz seviyesine ulaştığını ve buharlaşmanın yoğunlaşarak dağlara orografik yağışları getirdiğini ifade etti. Bu da yağışların artmasına ve felaketlerin daha sık yaşanmasına neden oldu. Kurdoğlu, 2010 yılı ile günümüz arasındaki karşılaştırmada, atmosferik afetlerin yıkıcı etkisinin 2,5 kat arttığını belirtti.
Doğal Alanların Korunması Önem Taşıyor
Doç. Dr. Kurdoğlu, ekosistem sağlığını korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için doğal alanların korunması gerektiğini ifade ediyor. Dünya genelinde korunan alan oranının 2030’da yüzde 30’a çıkarılmasının hedeflendiğini söyleyen uzman, Türkiye’de bu oranın şu anda yüzde 7,5 seviyelerinde olduğunu belirtti. Atmosferik afetlerle mücadelede mühendislik yapılarının kritik alanlarda önemli olabileceğini ancak doğal alanların korunmasının en etkili çözüm olduğunu vurguladı.